Otistik Bozukluk Gösteren Çocuklarda Bir Müdahale Yaklaşımı: Su İçi Etkinlikler
Otistik bozukluk, yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan, iletişim ve sosyal etkileşim
sorunları, sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlarla karakterize bir gelişimsel
bozukluktur. Otistik bozukluk teşhis ölçütü, duyu, algı ve motor becerileri kapsayan
sınırlılıklar içermemesine rağmen yapılan çalışmalar ve gözlemler, otistik bozukluk
tanısı almış bazı çocukların motor gelişiminde gecikmeler, fiziksel performans ve
aktivite düzeylerinde düşüklük, duyusal uyarılara tepki süreçlerinde otistik
bozukluk göstermeyen çocuklara göre farklılıklar bulunduğunu göstermiştir.
Alanyazında, su içi etkinlikler çocuklarda fiziksel performansı arttırma, duyusal
tepkileri düzenleme ve sosyal etkileşimi sağlamada bir müdahale yaklaşımı olarak
kullanılmaktadır. Ancak, bu yararlı etkilere rağmen, otistik bozukluk gösteren
çocuklarda su içi etkinliklere yeterince yer verilmemekte ve uygulanması
konusunda aileler, öğretmenler ve diğer uzmanlarca bazı sorunlar yaşandığı
gözlenmektedir. Bu çalışma; otistik bozukluk gösteren çocuklarda su içi
etkinliklerin yararları, yapılacak uyarlamalar ve izlenmesi gereken yaklaşımlar,
farklı yaş gruplarında yapılabilecek su içi etkinlik ve oyunlar ve etkinlik sırasında
alınması gereken önlemler üzerine odaklaşmaktadır.
Asperger Sendromu, Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu, Rett Sendromu ve başka türlü adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk (Atipik Otizm) otistik spektrum bozukluğu içinde yer alan alt kategorilerdir. Otistik bozukluk da sosyal etkileşimde yetersizlik, iletişim sorunları ve sınırlı/ yinelenen ilgi ve davranışlar olarak ortaya çıkan bazı tipik özellikler söz konusundur (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2000).
A. Sosyal etkileşimde yetersizlik:
• Sosyal etkileşim için gerekli sözel olmayan davranışlarda (göz kontağı, jest ve mimik, vücut postürü) yetersizlik.
• Yaşa uygun akran ilişkileri geliştirememek.
• Başkaları ile zevk, başarı ya da ilgi paylaşımında sınırlılık.
• Sosyal, duygusal davranışlarda sınırlılık.
B. İletişim sorunları:
• Dil gelişiminde eksiklik veya gecikme.
• Karşılıklı konuşmayı başlatmada, sürdürmede ve sonlandırmada zorluk.
• Sıra dışı ya da yinelenen dil kullanmak.
• Gelişimsel düzeye uygun sosyal oyun veya senaryolu oyunlarda sınırlılık.
C. Sınırlı / yinelenen ilgi ve davranışlar (Stereotip):
• Belirli alanda, yoğun ve sıra dışı ilgilere sahip olmak.
• Belli düzen ve rutinlere aşırı ısrarcılık.
• Yinelenen ve ardışık hareket manevraları (el veya parmaklarını sallamak, kendi ekseni etrafında dönmek, durduğu yerde sallanmak)
• Nesnelerle sıra dışı ilgiler ve takıntılar şeklinde davranış özelliklerini içerir.
Otistik bozukluk tanısı için, çocuğun yukarıda yazılı 12 belirtiden en az altısına sahip olması; bu belirtilerden en az ikisinin sosyal etkileşim kategorisinden, en az birer tanesinin ise, diğer iki kategoriye (iletişim sorunları ve sınırlı/yinelenen ilgi ve davranışlar) ait belirtileri taşıması gerekmektedir. Ayrıca, bu belirtilerden en az biri hayatın ilk 36 ayından önce görülmelidir (Amerikan Psikiyatri Birliği, 2000).
Otistik bozukluk gösteren çocukların sınırlı ilgi ve davranışları, göz kontağı kurmadan kaçınma, karşılıklı iletişim ve sosyal becerilerde yetersizlik, arkadaşlık edinme ve sürdürmede sınırlılık, yaşıtlarıyla birlikte oyun oynama ve etkinliklere katılımlarını olumsuz etkilemektedir. Bu da, fiziksel olarak aktif olamamalarına neden olmaktadır (Reid, 2005). Otistik bozukluk teşhis ölçütleri içerisinde yer almamasına rağmen, giderek artan sayıda araştırma bulgusu otistik bozukluk gösteren çocuklarda motor yetersizliklerin yaygınlık gösterdiğini ortaya koyarken (Dewey, Cantell ve Crawford, 2007; Provost, Lopez ve Heimerl, 2007), tüm bu dezavantajlar otistik bozukluk gösteren çocukların fiziksel aktivite programlarına başarılı bir şekilde katılımlarını sınırlandırmaktadır.